Mardin’in tarihi sokaklarında tarihi bir yolculuğa çıkıyoruz. Burada coğrafya şartlarından dolayı yapılan abbaraları, haremlik selamlık kapılarını fotoğraflayıp Mardin tarihi çarşısının içinden geçerek taş şehrin simgesi olan Mardin Ulu cami’ye gidiyoruz. Ulu cami gezimizin ardından Mardin’de nakış nakış taş duvarlarıyla süslenmiş görkemli Kasimiye Medrese’sini, yaşam havuzunu ve Mezopotamya’yı en iyi görebileceğimiz yerde fotoğraflarımızı alıyoruz. Bir sonra ki durağımız Süryani Patrikhanesi merkezi Deyrulzafarân’a doğru yola çıkıyoruz. Burada Güneş Tapınağını, kilise rehberimiz eşliğinde geziyoruz. Fotoğraflarımızın ardından mimari yapısıyla öne çıkan Dara Antik Kentine yöneliyoruz. Burada dünyanın en büyük necropolislerinden (mezarları) birini geziyoruz. Toplu Mezar alanını, kiliseleri, sur sarnıçları ve yerin altında bulunan halk arasında zindan olarak tabir edilen büyüleneceğimiz yer bize Selçuk’taki Efes Antik Kentini anımsatacaktır. Dara Antik kent gezimizin ardından yeşil ve mavinin buluştuğu şırıl şırıl suların aktığı Beyazsu’ya geçiyoruz. Beyazsu, Mardin’in kurak ve ağaçsız coğrafyasında, serin ve berrak suyu, yöreye özgü ağaçları ve yeşilliğinin içinde öğle yemeğimizi almak için serbest zaman veriyoruz. Yemeğimizin ardından film ve dizilerin adeta en uğrak mekanı olan telkâri ve süryani şarabıyla meşhur Midyat’a doğru hareket ediyoruz. Burada rehberimizden aldığımız bilgilerden sonra fotoğraf ve alışveriş için serbest zaman alıyoruz. Bir sonraki Bahatur organizasyonuna uluşmak dileğiyle siz değerli misafirlerimizi aldığımız noktalara bırakıyoruz.